Şehir, bir yaranın kabuğuna benziyordu. Altını kazımak için can attığınız bir doku ama bunu
yapmak doğru olmayabilir. Sahiden iyileşmesini umsak bile asla iyileşmeyecek bir yara,
zedelenmiş bir canlılık. İnsanın dünyada aldığı ilk soluk onu annesiyle ayıran yaranın taze
olduğu sıradadır. Aralarındaki bağ kesilmiştir. Doğmanın ilk koşulu kendisini var eden
bütünden sıyrılmaktır. Bebeğin bilincini ayırmak, tek başına yaşamasını sağlamak için onları
ayıran bu kesi, geriye kalan yaralar, zamanla iyileşir ama iz, hep oradadır. Göbek deliği işte
bunu hatırlattığı için bazılarınca çirkin bulunur. İnsanlar, yaşadıkları şehre görünmeyen bir
kordonla bağlıdır. Oradan beslenir, onu anlamaya çalışır, kendini onun içinde tanımlar, terk
ettiği şehri bile yalnızca doğduğu yer olduğu için aidiyetini tanımlayan bir kanıt olarak
kullanır. Sonuç olarak şehir, yaşayan bir şeydir. Ancak çoğu kez, daha küçük ölçekte de olsa,
tıkanan kendi yaşamımız yüzünden bunu pek fark etmeyiz. Bununla iftihar etmiyorum ama
bazen, o kazınması gereken kabuğun bizler olduğunu düşünüyorum.
Elinizdeki roman, kitaptan yaratılan bir şehirdir ve bir şehri tanımanın en iyi yolu orada
kaybolmaktır. Tüm kayıpların birleştiği karanlık bir cennet: KAFKA OTELİ
ISBN Numarası : 9789752206861
Baskı Tarihi : Mart 2017
Sayfa Sayısı : 256
Yayın Dili : Türkçe
Baskı Boyutu : 13,3 x 19,5 cm
Cilt Tipi : Ciltsiz
Ürün Açıklaması
ISBN Numarası : 9789752206861
Baskı Tarihi : Mart 2017
Sayfa Sayısı : 256
Yayın Dili : Türkçe
Baskı Boyutu : 13,3 x 19,5 cm
Cilt Tipi : Ciltsiz